BOŞANMA DAVALARI SIRASINDA SES KAYDI DELİL SAYILABİLİR Mİ ?
Makaleyi Hazırlayan
Av. Cem YENİOCAK
Delil “Yaşanmış bir olayın dünyada bıraktığı iz” olarak Prof.Dr. Feridun Yenisey tarafından tanımlanmıştır. Bu delillerin hukuka uygun olması gerektiği aşikardır. Bu makalemizde ilk olarak delillerin hukuka uygunluğunu ve sonrasında boşanma davaları sırasında nasıl bir uygulama alanı bulduğunu inceleyeceğiz.
Delillerin Hukuka Uygun Olup Olmadığı Tartışması
İlk olarak şundan bahsetmemiz gerekir ki HMK m.189/2 uyarınca “Hukuka aykırı olarak elde edilmiş olan deliller, mahkeme tarafından bir vakıanın ispatında dikkate alınamaz.” denmektedir. Ceza Muhakemesinde ise ispat vasıtası olan delillerin bazı özelliklerinin olması diğer bir ifadeyle meydana gelen somut olayın bir parçası olması ve olayı yansıtması gerekmektedir. CMK madde 217/2 uyarınca “ Yüklenen suç, hukuka uygun bir şekilde elde edilmiş her türlü delille ispat edilebilir.” Denmektedir. Bu kapsamda hem ceza hukuku açısından hem de medeni usul hukuku açısından bir delilin hukuka uygun olup olmadığı konusu büyük önem taşımaktadır.
Ses Kayıtları Delil Niteliği Taşır Mı ?
Genel anlamıyla izinsiz olarak görüntü ve ses kaydının alınması özel hayatın gizliliği kapsamında suç teşkil etmektedir. Bu suç “haberleşmenin gizliliğini ihlal” suçunu oluşturmaktadır. Ancak Ceza Muhakemeleri Kanunu madde 135 “Bir suç dolayısıyla yapılan soruşturma ve kovuşturmada, suç işlendiğine ilişkin somut delillere dayanan kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı ve başka suretle delil elde edilmesi imkânının bulunmaması durumunda, hâkim veya gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Cumhuriyet savcısının kararıyla şüpheli veya sanığın telekomünikasyon yoluyla iletişimi dinlenebilir” demektedir. Burada gördüğümüz üzere ancak belli şartların varlığı halinde ses kayıtları dinlenebilmektedir ve bunun dışında kanun maddesinde bahsedilmemiş olan 3.kişilerin ses kaydı alması ve bunları delil olarak sunması tamamen suç teşkil etmektedir.
Ses Kayıtlarının Yargıtay Kararlarındaki Görünümü
Şunu belirtmemiz gerekir ki Yargıtay’ın bazı kararlarında ise “Bir daha kanıt elde etme ve yetkili makamlara başvurma imkanı olmadan aniden gelişen durumlarda..” ses kaydı alınması hukuka uygunluk nedeni olarak tanımlanmaktadır.
Yargıtay 18.Ceza Dairesinin 2017/6841 Esas sayılı kararında yer alan içtihat metni şu şekildedir:
“Kişinin kendisine karşı işlenmekte olan bir suçla ilgili olarak, bir daha kanıt elde etme ve yetkili makamlara başvurma imkanının olmadığı ani gelişen durumlarda karşı tarafla yaptığı konuşmaları kayda alması halinin hukuka uygun olduğu,..”
Boşanma Davalarında Ses Kaydı Alınmasının Yargıtay Kararlarına Etkisi
Bir başka Yargıtay kararında ise şu şekilde görülmektedir ;
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2007/17220 E. , 2008/13614 K.
“Delilin elde edilişinde hukuka uygunluk nedenleri varsa, o zaman kanuna aykırılık ortadan kalkar. Kuşkusuz Anayasaya göre; herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz. (Anayasa m.20/1) Ancak, evlilik birliğinde eşlerin, evliliğin devamı süresince birbirlerine sadık kalmaları da yasal bir zorunluluktur. (TMK. m.185/3) Eşlerden birinin, bu alana ilişkin özel yaşamı, evlilikle bir araya geldiği ve birlikte yaşadığı hayat arkadaşı olan diğer eşi de en az kendisininki kadar yakından ilgilendirir. O nedenle, evlilikte; evlilik birliğine ilişkin yasal yükümlülükler alanı, eşlerin her birinin özel yaşam alanı olmayıp, aile yaşamı alanıdır. Bu alanla ilgili de eşlerin tek tek özel yaşamlarının değil, bütün olarak aile yaşamının gizliliği ve dokunulmazlığı önem ve öncelik taşır. Bu bakımdan evliliğin yasal yükümlülükler alanı, diğer eş için dokunulmaz değildir. Bu nedenle, eşinin sadakatinden kuşkulanan davacı-davalının, birlikte yaşadıkları her ikisinin de ortak mekanı olan konuta, eşinin bilgisi dışında ses kayıt cihazı yerleştirerek, eşinin aleni olmayan konuşmalarını kaydetmesinde bu suretle sadakat yükümlülüğü ile bağdaşmayan davranışlarını tespit etmesinde özel hayatın gizliliğinin ihlalinden söz edilemez ve hukuka aykırılık bulunduğu kabul olunamaz.”
Genel Değerlendirme ve Yargıtay Kararları Işığında Ses Kayıtlarının Delil Niteliği Taşıma Durumu
Yukarıda gördüğümüz üzere Yargıtay kararlarında bahsedilen unsurların boşanma davalarında bir ses kaydının delil niteliği taşıması için öncelikle;
1. Bir daha kanıt elde etme ve yetkili makamlara başvurma imkanı olmadan aniden gelişen durum olması,
2. Delilin elde edilişinde somut olaya göre hukuka uygunluk nedeni bulunması
3. Boşanma davası kapsamında sadakat yükümlülüğüne karşı ciddi somut bir delilin tespit edilme amacı taşıması gerekmektedir.
Ancak bu şartların varlığında somut olayın özellikleri dikkate alınarak , boşanma davalarında ses kayıtları delil niteliği taşıyabilecektir.
KAYNAKLAR
1) Prof. Dr. Feridun YENİSEY, Seminer konuşması , İstanbul Barosu Adil Yargılanma Hakkı Eğitim Seminerleri , 10 Mayıs 2014 , https://www.istanbulbarosu.org.tr/HaberDetay.aspx?ID=9285
2) Ferhat KARABULUT,Esin KARAPAZARLIOĞLU,Hamza TOSUN, Ceza Muhakemesinde Delil Kavramı ve Kovuşturma Sürecinde Hakimlerin Delil Algısı
3) Nur Centel/Hamide Zafer, a.g.e.,204
4) https://karararama.yargitay.gov.tr/YargitayBilgiBankasiIstemciWeb/ “Yargıtay Bilgi Bankası” 18. Ceza Dairesi 2017/6841 E. , 2017/15004 K.
5) Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2007/17220 E. , 2008/13614K. https://karararama.yargitay.gov.tr/YargitayBilgiBankasiIstemciWeb/